Sevgililer Günü...
Sevgiyi, sevdaları bir kez daha kutlayıp alkışlayacağız bugün.14 Şubat Sevgililer Günü kimi için çok önemli, kimi için öylesine bir gün. Kimileri kırmızı güllerle anlatacak sevgisini, kimileri kan rengi kalp oyuncaklarla. Ellerde ne olursa olsun, dillerde hep sevda olacak. Ve herkesin ‘’sevgi’’ üzerine söyleyecekleri farklı olacak.
Ben en çok ‘’Halil CİBRAN’’ ın sevda üzerine söylediklerini sevdim;
Yazı böylece uzayıp gidiyordu. Bir solukta okuyup sonuna geldiğimde, aslında tüm yaşamımız boyunca ‘’sevgi’’ den ne kadar söz ettiğimizi düşündüm.
İfade edilebildiği ve paylaşıldığı sürece büyüyen ve kalıcı olan sevginin yüreklerimizdeki yerini gereği kadar anlatabiliyor muyduk acaba.
karşımızdakine ‘’sevdiğimizi’’ söylemek için yalnızca özel günleri mi bekler olmuştuk. Yoksa yalnız özel günlerde mi seviyorduk…
Eğer böyleyse ‘’Ömer HAYYAM’’ boşuna mı etmişti onca lafı;
‘’Bir yürek ki yaşanmaz, yürek denir mi ona
Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana
Bir gününü sevgisiz geçirdinse yazık.
En boş geçen günün o gündür, inan bana.’’
Bütün bunları düşünmekle sevda yapısına bir tuğla koymuş gibi hissettirdi bana.
Ne dersiniz bu güzel binayı birlikte inşa edelim mi?
Hadi öyleyse, işe en yakınınızdan başlayın ve O’na sevdiğinizi söyleyin.
Yüzünüzden gülümseme, yüreğinizden sevgi eksik olmasın.
Sevgilerimle
Ayşe EGESOY
Ben en çok ‘’Halil CİBRAN’’ ın sevda üzerine söylediklerini sevdim;
- ‘’ Gerçi sarp ve zorludur sevdanın yolları
- Ama içinize ateş düştümü izlemekten geri durmayın.
- Ama sizi kanatlarının arasına alıp saklamasına izin vermeyin. Çünkü bilin ki bir an gelir, o kanatların arasından bir kılıç çekilir ve vurur, inletir sizi…
- Gerçi sözleri düşlerinizi darmadağın edebilir, ama sizinle konuştuğunda O’na inanmazlık etmeyin.
- Çünkü başınıza tac’ı oturtacak olan da, sizi çarmıha gerecek olan sevgidir. Serpilip gelişmeniz de, budanıp kalmanız da ona bağlıdır’’
Yazı böylece uzayıp gidiyordu. Bir solukta okuyup sonuna geldiğimde, aslında tüm yaşamımız boyunca ‘’sevgi’’ den ne kadar söz ettiğimizi düşündüm.
İfade edilebildiği ve paylaşıldığı sürece büyüyen ve kalıcı olan sevginin yüreklerimizdeki yerini gereği kadar anlatabiliyor muyduk acaba.
karşımızdakine ‘’sevdiğimizi’’ söylemek için yalnızca özel günleri mi bekler olmuştuk. Yoksa yalnız özel günlerde mi seviyorduk…
Eğer böyleyse ‘’Ömer HAYYAM’’ boşuna mı etmişti onca lafı;
‘’Bir yürek ki yaşanmaz, yürek denir mi ona
Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana
Bir gününü sevgisiz geçirdinse yazık.
En boş geçen günün o gündür, inan bana.’’
Bütün bunları düşünmekle sevda yapısına bir tuğla koymuş gibi hissettirdi bana.
Ne dersiniz bu güzel binayı birlikte inşa edelim mi?
Hadi öyleyse, işe en yakınınızdan başlayın ve O’na sevdiğinizi söyleyin.
Yüzünüzden gülümseme, yüreğinizden sevgi eksik olmasın.
Sevgilerimle
Ayşe EGESOY
